7 Nisan 2023 Cuma

Kriz dönemlerinde yani kendimizi çıkmazda hissettiğimiz anlarda umut belirtileri ararız. Umut, insanın doğasına aitmiş, bir parçası gibiymiş düşünürüz. Ancak böyle midir? Umut gerçekten de bizim bir parçamız mıdır? Ya da umut tam olarak nedir ve kimliğimizde nasıl bir rolü vardır? Umut bizi "her şeye rağmen"lerimizle çabalamaya, yaşamaya devam etmeye teşvik eden bir güç müdür yoksa "yaşama sevinci" adını verdiğimiz, anlık, aldatıcı iyimserliği olan bir ilham mı?


Türkiye'de insanlar o kadar uzun zamandır kriz modunda yaşıyor ki; çoğu insan artık umut hayatlarının neresinde duruyor bilemiyor. Gelecek korkusu Türkiye'de her kanaldan besleniyor. Siyasetteki belirsizlik, ekonomideki çöküş, eğitim, öğretimdeki yetersizlik, hukuktaki işlemezlik, basındaki hürriyet eksikliği, sağlık sistemindeki adaletsizlik, sosyal hayattaki iletişimsizlik ve daha nice nice sebep günden güne gelecek korkusunu besleyip sağlıksız, hastalıklı, ölümcül bir şekilde büyütüyor.

Ve insanlar bu gelecek korkusuyla baş edemeyeceklerini anladıkları anda umut mefhumuna sarılıyor. Kimisi için bu açan bir çiçek, çalan bir şarkı, söylenmiş güzel bir söz, kimisi için din, dua, ibadet. Ama şu günlerde çok büyük bir kesim için seçim ve seçimin sonuçları.

Frankfurt am Main, Goethe Üniversitesi Felsefe Kürsüsü Başkanı Claudia Blöser, "umut etmenin en kötü yanı, umut edilen gerçekleşmezse, insan umut etmeye başlamadan önceki halinden daha derin noktaya düşer" diyor. Ancak, insan hiç umut etmeden yaşayabilir mi? Gece simsiyah bir gökyüzüne bakan insanın, ertesi gün güneşli bir güne uyanıp göğü mavi görme isteği de bir umut değil midir?

O yüzden benim Blöser'e katılmam mümkün değil, ancak ve ancak şu kadarına eşlik edebilirim, gerçekleşme ihtimali hiçe eşit olan arzu ve hevesler için büyük umut beslemek acı verir, içinde bulunan çıkmazı büyütür. Umut hayattaki her şey gibi beraberinde çaba yoksa anlamsız kalır.

Ve madem şu an çoğu insan için en büyük umut seçim, o zaman bu umut için de çaba sarf etmeli, elden hiçbir şey gelmiyorsa da seçim günü sandığa gidip oy vermeli.

Umut hiç kimseyi terk etmesin, kim bilir, belki yarın gök gülümser ve güneşli bir havada pırıl pırıl parlayan mavi bir göğün gülümsemesine gülümsemeyle karşılık vermek güzeldir..