21 Nisan 2023 Cuma

Almanya'da Corona -koruma- önlemleri artık tamamen sonlandı ve üç yılın ardından Almanya'da Paskalya tatili süresince bunun kutlamaları yapıldı. Peki, her şey yolunda ve pandeminin izleri tamamen hayatımızdan çıktı mı? 

Tabii ki bu sorulara cevap bulmak o kadar basit değil. 

Pandemi süresinde milyonlarca insan, kendilerinden geriye, sevenlerine büyük üzüntüler, bilime ve siyasete de yüzlerce soru bırakarak hayatını kaybetti.

Bu yaşanan öyle bir süreçti ki neredeyse iz bırakmadığı kimse kalmadı. Kimilerinin  fiziksel ya da ruhsal sağlığında kaldı bu izler kimilerinin  ekonomik durumunda. Öyle ki virüsle birebir teması olmayanlar dahi etkilendi.

Ve pandemi aslında çok önemli bir sorunu hatırlattı; Almanya'nın sağlık sistemi tıpkı dünyadaki bir çok ülke gibi böylesi büyük bir sağlık sorununa hazır değilmiş. Bu sorun, sağlık sistemine yeni bir bakış gelmesi gerekliliğini ortaya koydu. Mesele, suçlu aramaya indirgenmeden yüzleşmeyi gerektiriyor. Çünkü pandemi, halk sağlığı sektöründe hem tıbbi hem siyasi büyük açıklar olduğunu açıkça ortaya koydu. 

Almanya, salgını ilk süreçte iyi yürütse de pandemiye eşlik eden siyasi tedbirlerde çözümlemeye dair hızlı karar alma yönünde eksiklikler yaşadı. Ayrıca; Gizlilik politikası (DSGVO-EU-2016/679) veri koruma yasası gereği, bilimsel araştırmaların bürokratik engellere takılması nedeniyle; enfeksiyonlar, aşılar veya bağışıklık durumu hakkında nüfus çalışmaları -doğru- yapılamadı. Bu sebeple Almanya'da alınan çoğu bilimsel kararlar, İsrail ve Büyük Britanya'dan gelen veriler doğrultusunda alındı.

Eyaletler arasında uyumsuz bir politika izlendi. Pandemide alınan kararların topluma yansıması Federal boyutta olmayınca halkta pandeminin etkisini algılama sorunları yaşandı. Eyaletler kendi aralarında açık verileri dahi paylaşırken iletişim sorunları yaşadı ya da birbirlerinden bilgi gizledi. Örneğin; atık su izleme ülke çapında yapıldığı ve bilim insanları bu sayede patojenleri belirleyip daha hızlı çözüm üretebileceklerini belirttikleri halde doğru ve eş zamanlı veri akışı sağlanamadı.

Yine eyaletler arasında yaşanan politik uyumsuzluklar nedeniyle hastaneler triyaj sınırına gelmeden karşılıklı yardımlaşma olmadı.

Halk arasında, belirsizlik ve yetersiz bilgilendirilme zaman zaman dezenformasyonu arttırdı. 2020 başında kurulan, Ulusal Sağlık Portalı'nın yaratmaya çalıştığı farkındalık zayıftı (hala da öyle) ve Federal Sağlık Eğitimi Merkezi (BZgA) salgın döneminde ortadan kayboldu. Bunun nedeni, Federal Sağlık Bakanlığı'nın kampanyaları bizzat Ulusal Sağlık Portalı'na aktaracağını belirtmesiydi. Dönemin muhalefet, günümüzün koalisyon ortağı olan partiler, BZgA'nın birleştirileceği bir Halk Sağlığı Enstitüsü kurulması talebinde bulunmuşlar, kabul ettirememişlerdi. Kendilerininse şu ana kadar bu konuda mevcut çalışmaları yok. Oysa iklim krizinin Dünya genelinde yaratacağı değişiklikler etkisiyle yeni pandemilerin de olabileceği düşünülüp bu konuyu Covid-19 pandemisinin ötesine taşıyıp ön hazırlık yapmaları halk sağlığı için önemli bir adım olabilirdi.

Pandemi, -Almanya'da tıpkı Türkiye ve diğer bir çok ülkede olduğu gibi- sağlık çalışanlarının ne kadar özverili olduğunu gösterdi. Almanya'da pandemi süresince hayatını kaybeden sağlık çalışanları için sadece lokal boyutta anma yapıldı. Hayatını kaydebenler, ülke çapında adlandırılıp anılmadı. Ayrıca her kademeden birçok sağlık çalışanı ya sağlık sorunu ya da stres nedeniyle işini bıraktı. Özellikle uzman hekim sorunu yaşanan bir ülkede, bu konu acilen ele alınmalıyken; mevcut koalisyon hükümeti sağlık çalışanlarının sorunlarına çözüm üretme görevini Federal Maliye Bakanlığı'na bıraktı ve insan sağlığının Maliye Bakanlığı'na teslim edilmesi başlı başına yanlışken Maliye Bakanlığı'nın bu konuda bütçe ayıramayacak olmasını açıklaması tam bir felakettir. Üstelik mevcut Federal Maliye Bakanlığı, acil durumlarda maskeler ve ilaçlar için ulusal bir sağlık koruma rezervinin oluşturulmasını bütçe yetersizliği gerekçesiyle durdurmuştur. Öyle ki ülke, altı ayı aşkın süredir en acil ilaçlara ulaşma sorunu yaşıyor. Eczaneler çoğu ilacı satamaz hale geldi, birçok hastanenin rezervinde en basit ilaçlar bulunmuyor. Şu an yeni bir salgın olsa, hastaneler sağlık çalışanları nedeniyle yeterli bilgiye sahip olsa da yeterli donanıma sahip olmayabilir.

Son olarak; sağlık sisteminin pandemi sonrasında öncesinden iyi bir durumda olduğunu söylemek maalesef mümkün değil. Maddi ve manevi vasıf topluca gözden geçirilmeli, veri alışverişleri şeffaf ve hızlı olmalı, sağlık çalışanlarına hak ettikleri değer madden ve manen verilmeli. Ve Covid-19 geride kalmış gibi görünse de; post covid, long covid, post vac gibi gerçekler yok sayılmamalı, veri toplanmasının önündeki bürokratik engel kaldırılmalıdır. Her anlamda pandemi bitmiş bir daha asla olmazmış gibi rehavete kapılmadan çalışmalara devam edilmeli ki iklim krizinin çıkarımı olabilecek yeni bir pandemi kimseye sürpriz olmasın..