29 Nisan 2023 Cumartesi

21 numaralı kampta yine yangın çıkarttı Rohingya gençleri. Geldiğimin üçüncü günü de aynı yerde yangın çıkmış, büyümeden müdahale edilmişti. Bu kez müdahale yine çok çabuk oldu. Kamptaki yangınlar arttığı için BM'nin talimatıyla, Bangladeş hükümeti, kampta itfaiye ekipleri bulunduruyor. Yine de yüzlerce bambudan yapılış konteyner kullanılmayacak halde yandı bir o kadarı da fazlaca hasar aldı. Tam hasar ancak yarın gün ışığında anlaşılacak. 


Yangında yaralanan olmadı. Çünkü Rohingyalar, yangınları birbirlerine zarar vermek için değil, dünya basınında kendilerinden söz ettirmek için çıkarıyor. Yine de can kaybı olmasa da bu yangınların Rohingyalara zararı çok büyük. Sahip oldukları azıcık şey veya daha önemlisi evrakları bu yangınlarda yok oluyor. Bir çok Rohingya evraklarını boyunlarına bağladıkları bez çantalarda korumaya çalışıyor. Üstelik hayatta kalsalarda uzun süre başlarını sokacak yeni bir evleri olmuyor. Oysa bu yangınlar bazı haber sitelerinde ufacık bir haber olarak yer alıyor, basılı yayına ise neredeyse -hele Avrupa'da- hiç yansımıyor. Dünyanın gözü ve kulağı buraya tamamen kapalı. 


[33 yaşında bir baba, "Yangında sığınağımı, tayınlarımı ve Myanmar'dan yanımda getirdiğim tüm belgeleri kaybettim" dedi.

“Kendi çocuklarım dışında barınağımızdan yanımıza hiçbir şey alamadık. Yangından kaçmak için koşmak zorunda kaldık ve çocuklarım bu trajedilerle karşı karşıya kaldıkları için travma yaşıyorlar.” ]


Burada yaşayan insanlar, etnik kıyımdan kaçtıkları için sığındı. Myanmar hükümeti, Rohingyaların kendi topraklarında yaşama haklarını ellerinden aldıkları için. Oysa buradaki yaşantılarına hayat demek çok zor. 


Kutupalong'da çocuk olmak nasıl bir şey diye sorulsa bana; çocukları çok seven ben, keşke hiç doğmamış olsalardı, derim. Buraya gelen, burada doğan çocuklar, oyun parkları, okulları, oyuncakları olsa da aslında hiç çocuk olamamış, ufak tutsaklar. Bu çocuklar, bir gün bu kamptan başka bir yerde yaşama imkanına sahip olursa hayata uyum sağlamakta çok zorlanacaklar. İçim acıyor!

Yangın asıl orada yaşayanların yüreğinde, ruhunda..


Yangını çıkartan gençler Bangladeş polisine teslim edildi, ardından mahkemeye çıkarılacaklar. Bu tür davalarda Bangladeş hükümeti, kundakçıların Myanmar'a geri gönderme taraftarı lakin BM bunu kabul etmiyor. 


Bugünkü yangına değin bu yılın başından bu yana büyük küçük otuz iki yangın çıkmış. En büyüğü 5 Marttaki yangın. O yangında Balukhali 11 nolu kampta 2805 barınak kullanılmaz hale gelmiş ve 15.925 Rohingya evsiz kalmış. Başka kamplara dağıtılan Rohingyalar arasında da yer sorunlarına bağlı ek huzursuzluklar yaşanmaya başlamış. Bloklar arasında çeteleşen Rohingya gençleri var. Bu çete savaşlarına sebebiyet veriyor. Sadece bu yıl bu çete savaşlarında ölen, öldürülen genç sayısı 24. 5 Marttaki yangını çıkaran gençlere ağırlaştırılmış 8 yıl hapis cezası verilmiş. Gençlerden biri hapishanede kendini öldürmeye çalışmış ancak müdahale edilmiş. BM gence haftada bir görüştüğü psikolog tayin etmiş. Tabii tüm bunları burada öğrendim, dediğim gibi, bu haberler basına yansımıyor.


Çoğu Rohingya, Myanmar'ı terk ettiği için pişman ve geri dönmek istiyorlar. Ölmek pahasına da olsa dönmek, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), buna da izin vermiyor. UNHCR, Myanmar'ın kuzeyindeki Arakan Eyaletindeki koşulların "Arakanlı mültecilerin sürdürülebilir dönüşüne elverişli olmadığını" söylüyor. Rohingyalar, Myanmar'dan Bangladeş'e gelirken, burada sadece belli bir süre kalacaklarına, BM'nin Myanmar'daki sorunları çözüp geri döneceklerine ya da buradan başka ülkelere gönderilip özgür yaşayabileceklerine inanıyorlardı. Oysa 6 yıldır, günden güne büyütülen kampta yaşıyorlar. Daha önce de demiştim ya; burası dünyanın en büyük mülteci kampı değil, burası dünyanın en büyük açık hava hapishanesi ve 2 mayıs, salı günü kampa UNESCO tarafından bir ünite daha eklenecek, Kütüphane. 

Ve ben yarın çocuklara kitap okumanın ne güzel bir şey olduğunu anlatacağım.... İçimde, çocukların kitaplarda anlatılan dünyayla gün gelip tanışıp tanışmayacaklarının kaygısı, kitaplarda anlatılan dünyaya dair kuracakları hayaller ve o hayallere ulaşma şanslarının imkansıza yakın olma ihtimalinden kaynaklı yaşayacakları hayal kırıklığının büyüklüğüne dair acı..

Ah!

Ah çocuklar! Canım çocuklar!