23 Mayıs 2023 Salı

Türkiye'de etkisi çok yoğun hissedilen, tüm dünyada var olan ve hem BM'nin hem de AB'nin önderliğinde yanlış yürütülen bir göçmen politikası var. Bunu aklı başında herkes görüyor ve biliyor. 
Ve fakat, Türkiye'ye geldikleri günden beri politik çıkarlar için kullanılan sığınmacıların, şimdi yeniden seçimin ana konusu olmasını, hesapların onların üzerinden yapılmasını doğru bulmuyorum. 
Türkiye'de birçok sorun var, yanlış göçmen politikası bunlardan sadece biri ve yürütülen yanlış göçmen politikası ülkedeki diğer sorunların sebebi, kaynağı değil. Lakin sebep ve sonuç ilişkisi her zaman olduğu gibi bilinçli bir şekilde çarpıtılarak sunuluyor, böylece halk, sorunun asıl kaynağından uzaklaştırılıyor.
"Göçmenleri göndereceğiz", "göçmenleri göndermeyeceğiz" gibi ikisi de birbirinden boş cümleler seçim vaadi olamaz. TC'nin, AB ile yapmış olduğu bir göçmen anlaşması var. Bu anlaşmaların yenilenmesi, yenilenmemesi, iptal edilmesi uluslararası politik bir durumdur. Ve bunun kararları seçim alanlarında değil, uluslararası siyasi platformlarda alınır. Bunun için de sağlam bir duruş, ciddi, hakkaniyetli bir dış politika yürütülmelidir. Bu noktada Ocak 2020'de yaşanan "AB taleplerimizi kabul etmez, istediğimiz parayı vermezse Avrupa sınır kapılarını açarız" tehdidini ve otobüslerle sınırlara bırakılan yüzlerce mülteciyi ve ardından yaşanan insanlık dışı olayları hatırlatmak isterim. 
Elbette Türkiye, kapasitesinin üstünde sığınmacı almış hala da almaktadır. Bunun olumsuz etkisi Türkiye'nin her alanında görülmekte ve yaşanmaktadır. Lakin unutmayın, mevcut yönetimin AB ile "göçmenleri Türkiye'de tutma, Avrupa'ya göndermeme" antlaşması vardır. 
O yüzden sığınmacılar üzerinden yapılan seçim propagandaları ve tüm pazarlıklar, yürütülen yanlış göçmen politikasının oluşturduğu olumsuz etkiyle hak etmeyen birçok masum insanı da hedefe koyar, ki bu da insanlık onuruna aykırıdır.. 
Tepkinizi nefret iklimi oluşturmak isteyenlere, çıkarları uğruna yürütülen yanlış göçmen polikasının parçası olmayı seçenlere gösterin..

Göçmen karşıtı, milliyetçi söylemler ardından 11 Ağustos 2021 gecesi Ankara, Altındağ'da yaşananları ve bu fotoğrafı da hatırlayın!..

Ve asıl unutulmaması gereken, dünyada, nefret, hırs, kibir ve buna dayalı ötekileştirme, ayrıştırma ve savaşlar olmasaydı; göç etmek zorunda kalan, sığınma arayan milyonlarca insan olmayacaktı..