26 Temmuz 2024 Cuma

Sabah Jost dedi ki "dün dinlediğin neşeli şarkıyı çalsana". Anlamadım, dahası dün ne dinlediğimi bile hatırlamıyorum, telefonda kayıtlı şarkılar oynatıcıda rastgele ayarında, zaten mevcut ruh halimde dinlemekten çok, ses olsun düşüncesiyle müziğe sığınıyorum. "Anlamadım, hangisi?" diye sordum. "Gaza ile ilgili olan ama hüzünlü değil, hatta son derece keyifli" dedi. Çok şaşırdım. "Telefonumda Gaza hakkında şarkı yok ki" dedim. "Var" dedi, "dün dinledim, çok eminim, İstanbul ve Gaza hakkında". İstanbul ile ilgili şarkıları hızla aklımdan geçirmeye çalıştım, ki İstanbul ile ilgili çok şarkı var ama yok, herhangi bir bağlantı kuramadım. Bagaj beklerken kulağımda Can Bonomo'nun Gazapistan'ı çalmaya başlayınca Jost'un bu şarkıyı kastettiğini düşündüm, yanına gidip, şarkıyı çaldım. Kocaman bir gülümseme ile "işte bu" dedi. Bu kez ben güldüm ve açıkladım: Gaza değil, gazap. Gazap, öfke demek, öfke ülkesi, öfke yeri. -istan eki, Farsça'dan gelir, ülke, yer anlamındadır. Afganistan, Hindistan gibi. Afganülkesi, Hintülkesi. Gazapistan var olan bir yer hatta var olan bir kelime değil. Can Bonomo kelime oyunu yapmış. Sonra sözleri çevirdim. "Çok güzel" dedi, "hem müzik hem sözler." Gülümsedim "öyle" dedim. Düşündüm, dili bilmeyen birinin Gazapistan ve Gaza arasında bağlantı kurduğunu bilse ne hissederdi Can Bonomo. Bilmiyorum tabii ama sevinirdi sanki ve fakat onun için de düşündürücü olabilirdi. 


Neyse, işte böyle... Bir Can Bonomo şarkısı daha an'lar ve anı'lar hanesine işlendi..

Bense hala; sanma acıtmaz dünya seni o kafeste. Her gün aynı tebessüm her gün aynı beste... Lakin ben; tutuyorum cebimde ne kaldıysa hatalarımdan, kendimi kendi yerime koyuyorum, korkarsam adım almaktan ya da tut ki derinlere dalmaktan, kendime "sen korkma yeniden doğar güneş" diyorum.