Bir yıl daha geride kaldı. Her şeyin sonu vardır.
Yılın, ayın, haftanın, günün, anın ve hayatın..
"Bitene değil başlayana dönük olsun yüzün" der Dino Buzzatti.
Oysa bu her zaman kolay değildir. Çünkü insanın
bilmediğine tutunması bildiğine tutunmasından zordur.
Geçmişi biliriz, umutlar ve tahminler ışığında geleceğe
dair fikirlerimiz olsa da muammadır gelecek. Yeni başlangıçların yarattığı
bazen korkuya varan tereddüt de bu muammadan kaynaklıdır.
Halbuki iyi kilerimizle, keşkelerimizle, ama ve
çünkülerimizle geçmişe tutunuşumuzda aşina olunanın verdiği rahatlık vardır.
Her anı iyi olmasa da bizimdir, bilinendir, inkar ettiklerimize rağmen
gerçektir..
Ve fakat en büyük gerçek;
Bir takvim yaprağını
yıllarca cebimizde taşıyabiliriz ama o günü yeniden yaşayamayız.
O yüzden yaşanan her yılın, ayın, haftanın, anın
getirdiğini içimize sindiği gibi zamanında hissetmeli.. Sevgiyi esirgemeden
vermeli, öfkeyi biriktirmeden kusmalı.. Geriye dönüp baksak da bakmasak da
geçmiş zaten bizim.. O yüzden iyisiyle kötüsüyle gelecek de bizim diyerek
ilerlemeli..
Sevdiklerimize sevildiklerini hissettirebileceğimiz,
sevildiğimizi hissettiğimiz, çocukların, açlıktan, ayrımcılıktan,
dışlanmışlıktan, şiddetten ve her türlü kötülükten korunabildiği, özgürlük ve
eşitlik ilkesiyle insanlık onurunun kıymet bulduğu, umut ettiklerimizin
gerçekleştiğini görebileceğimiz bir yıl olsun..
D.K.