3 Şubat 2024 Cumartesi

 Sabah sabah gördüğüm ilk iki haber;

- Al Amal Hastanesine yapılan saldırıda iki Filistin Kızılay görevlisi, bir Hekim, bir Hemşire, yedisi çocuk on üç sivil hayatını kaybetti, çok sayıda yaralı var.

- Köln'de karnaval heyecanı. (Başlıktan sonrasını okumadım.)

Sonraki iki haber; 

- ABD askeri güçleri, Irak ve Suriye'de İran Devrim Muhafızları ve destekledikleri milislerin ABD güçlerine saldırmak için kullandıkları tesislerdeki hedefleri vurdu.

- Gaye Erkan affını istedi.

İlk haber beni çok üzdü. Gerçi sadece üzüntü değil hissettiğim, içimde öfke ve çaresizlik de var.

Ve evet, ilk habere rağmen sabah sabah okuduğum dördüncü haber "affını isteme" üzerine fikirlerimi yazmadan güne başlayamayacağım.


Bu Twitter'da paylaşılan istifanın ekran görüntüsü. 

Gaye Erkan'ın görev süresi vs üzerine yorum yapmayacağım, "çocuğum yıpranıyor" demiş, anlarım, mesai arkadaşlarına teşekkür etmiş, iyi etmiş, bunun için de bir şey demeyeceğim,  "olumlu gelişmeler" demiş, ne denir ki. Görevden affını isteyerek ayrılmış, bunu yanılmıyorsam Türkiye'de literatüre damat ekledi, olsun, görevden af istenebilir, benzer kalıplar Almancada da var. Görevden affını istemek; üstlendiği görevin, üzerindeki sorumluluğun kaldırlması talebidir. Nazik bir istifa türüdür ve işverenle bağları koparmadan, bağdaki düğümü çözerek ayrılma şeklidir. Geçmişte de "bağışlama", "bağışlanma" gibi kalıplarda kullanıldığını görebiliriz. 

Neyse bu kadar dil bilgisi yeter. Yoksa daha "affınıza sığınarak müsaade istiyorum" ifadesine kadar konuyu uzatır asıl konudan uzaklaşırım.

Çünkü beni rahatsız eden görevden affın istenmiş olması değil, kimden af istenmiş olması. 

Herhangi bir kurumdan ya da kuruluştan ayrılırken istifa talebi, kuruma, kuruluşa hitaben yazılır, o kurumu ya da kuruluşu yönetene değil, karar mercii yönetim olsa da. Büyük şirketlerde ve holdinglerde durum farklıdır, görevden ayrılma talebi yönetim kuruluna yapılır. Küçük işletmelerde ise bizzat işletme sahibine. Bu durumda, Gaye Erkan, affını Cumhurbaşkanından isteyerek, kendisi gibi süreli bir dönem görev sahibi olan kişiyi, Türkiye Cumhuriyeti'nin sahibi ilan etmiş olmuyor mu? Bu işin prosedürü tam olarak nedir? Hilafet çığırtkanlığı yerini buldu da Cumhurbaşkanı halkın haberi olmadan halife mi oldu? 

Of! Çıkamıyorum ben işin içinden. İşin içinden esprilerle, şakalarla çıkmaya çalışanları da anlamıyorum. Çünkü rahatsızlık vermesi gereken; ne kadar süre görevde kaldığı ya da görevden ayrılma talebini hangi cümlelerle ifade ettiği değil, talebi kime ve nasıl sunduğudur.

Neyse, ben gidip çalışayım, bu da benim akıl sağlığımı koruma yöntemim..

Affedersiniz tabii...