15 Şubat 2024 Perşembe

Bugün bir kez daha saha görevlerinde niye süre limiti konulduğunu anladım. Çünkü bir süre sonra kişi kendi ruh sağlığının sınırına geliyor. 

Öte yandan ben gün sayıyorum ve eskilerin dediği gibi "sayılı gün çabuk geçer" -her zaman çabuk geçmez ama nihayetinde geçer. Ya burada yaşayan insanlar, açık hava hapishanesinde ömür geçirenler, hatta burada doğmuş, başka hiçbir yaşam alanı tanımamış olanlar. Onlar için geçen ne? Zaman mı, umut mu, hayat mı?

Ve tabii bir de Türkiyeli meslektaşlarım var. Onlar en az altı ay kalıyor burada. Geçen yıl tanıştığım genç meslektaşım örneğin, o, hala burada. 

Dilerim ki bir gün tüm insanlar, insan onuruna yaraşır bir "yaşamak" ile tanışır. Ve bir de hangi milliyetten olursa olsun mesleğini canı gönülden yapan herkes maddi manevi karşılığını alır..

Nikbin dileklerle ama aslında son derece bedbin bir hissiyatta olsam da; uyuma temennisindeyim şu an, saat yine biri geçti...