"AB ülkeleri, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere kırk bini aşkın insan öldükten, üç yüz bine yakın insan yaralandıktan, milyonlarca insan evsiz barksız kaldıktan sonra fark etti İsrail'in amacını aştığını ve acil ateşkes talep ediyor." yazmıştım beş gün önce. Ateşkes çağrıları giderek artıyor. ABD'nin ateşkes sağlanması için İsrail'e baskısı da artıyor.
Peki, çok merak ediyorum, 9 Ekim'de ilk bombalama videosunu büyük bir şevkle sosyal medya üzerinden yayınlayan Netanyahu'nun gerçek amacı hiç mi bilinmiyordu? ABD ve AB gerçekten de sivil halka yönelik tüm saldırıların sadece 7 Ekim'in sorumlularının bulunması için yapıldığına inanıyor muydu?
Filistin daha önce de çok yıkım yaşamıştı, Filistin halkı daha önce de yüzlerce, binlerce ölmüştü, lakin, sivil yerleşim merkezlerine 9 Ekim'de düzenlenen ilk hava saldırısından bu yana yapılan saldırıların, gerçekleştirilen katliamın ve yıkımın boyutu bu kez bambaşka.
İnsanlar evlerinden edildi, berbat şartlarda mülteci kamplarına yerleştirildi, sonra da bu mülteci kamplarına hava saldırısı düzenlendi. Han Yunus'u bombalarken hiçbir insaniyet gözetlemediler, uluslararası savaş hukukunu yok saydılar, sağlık merkezlerini, öğretim alanlarını, ibadethaneleri bombaladılar. Tıbbi malzemeleri, gıda, su gibi temel ihtiyaçların insanlara ulaşmasını engellediler. Şimdi her şeye rağmen Han Yunus'ta hayatta kalmaya çalışan insanları, yeni bir açıklamayla -daha önce defalarca bombalanan (en son dün)- El-Mavasi'ye gitmeye zorluyorlar. İnsanlar ellerinde üç beş parça bohça ile oradan oraya sürülüyor. Bu yaşatılana "soykırım" demek Almanya'da suç sayılırken; insanların öldürülmesi, yaşam alanlarının tahrip edilmesi, insanların aç, susuz bırakılması, tıbbi yardım almalarının engellenmesi ise suç sayılmıyor, "bedel" deniyor.
ABD'nin ve başta Almanya olmak üzere çoğu AB ülkesinin İsrail'e verdiği destek sonucu, Filistin öyle tahrip edildi ki, bir şekilde hayatta kalmayı başarmış halk fiziken ve ruhen o kadar zayıflatıldı ki; Filistin halkı, kendilerini manen toparlayıp yeniden kentlerini kurmak istese de madden bu gücü sahip görünmüyor.
Bugün ateşkes ilan edilmesini talep edenler bu görüşle, Filistin halkının, toparlanmak için, Filistin'in bu hale getirilmesine göz yumanlardan destek almak zorunda olduğunu kur(gul)uyorlar. Tabii aynı şekilde, Filistin bombalanır, Filistin halkı katledilirken sesini çıkarmayan İslam ülkeleri için de geçerli bu görüş.
(Aradaki fark -kulağa komple teorisi gibi gelse de- bir taraf İsrail'in çıkarlarını gözetirken diğeri İsrail'e fiziken yakın olma isteğinde.)
Dilerim bir an evvel, içinde barındırdığı niyete bakmaksızın, ateşkes ilan edilir ve ateşkesin ardından Filistin halkı, yıkımın, katliamın boyutuna rağmen, bir kez daha tek başına ayağa kalkmayı, tek başına toparlanmayı başarır.
Başarır da; ölü sandıkları Filistin halkının, manevi güç maddi güçten büyüktür, diyerek, yaşadıkları tüm yıkıma, vahşete, katliama rağmen, ayağa kalktığını gören leş kargaları bakakalır.