Yazamıyorum yine. Vakitsizlikten değil, yazacak bir şeyler olmadığından hiç değil ama gelmiyor içimden yazmak, ne kağıda kalemle ne de klavyeden ekrana.
Günlerdir, hayır, haftalardır yağıyor yağmur. İğrenç, sıcak, vıcık vıcık bir sıvı aslında gökten yağan. Hele geceleri, şimşekler çakarken gök, gündüzden bile daha aydınlık. Kaldı ki aydınlık- karanlık olgularını, tıpkı iyilik-kötülük gibi uslamlayamıyorum son zamanlarda. Zihnim, muhakeme yeteneğini kaybetmiş gibi kavram karmaşası yaşatıyor ruhuma.
Dünyanın her yerinde acı var. Kimilerinin üstü örtülmeye çalışılıyor, kimileri yok sayılıyor, görmezden geliniyor, kimilerine aklayıcı gerekçeler uyduruluyor.
Ve dünyanın bir yerinde, hatta belki en korunaklı yerinde, insanlar; acılar ve acı çekenler, kendilerinden uzak olsun diye, faşistlerden medet umarak, sanki dünyadaki acıların asıl sorumluları onlar ve onların düşünce yapısı değilmiş gibi, sandıkta onların karanlık zihniyetlerine meşrutiyet sağlıyor.
...
Yazacak çok şey var, ülkem hakkında, burası hakkında, Filistin hakkında... Var, çok şey var ama içimden gelmiyor.
Gökten vıcık vıcık bir sıvı yağıyor, iğrenç, sıcak. Gökyüzü sadece şimşekler çakarken aydınlanıyor. Benim ruhum da umudum da çok karanlık.
Kutupalong 04:30
37°C