Dün güney Gazze Şeridi'nin Katm Abu Salem geçiş noktası üzerinden tıbbi malzeme getiren altı kamyona yine saldırı düzenlendi. Kamyondaki malzemeler indirilip kontrol bahanesiyle tahrip edildi. İtiraz etmeye çalışan görevlilerden biri (şoför) ölürken yedisi yaralandı. Malzemelerin bir kısmı tahrip edildiği, şişeli ilaçların neredeyse tamamı kırıldığı için kullanılamaz hale geldi.
Kayıtlara göre, aynı şiddet haftalardır gıda yardımı yapmak için Filistin'e girmeye çalışan kamyonlara da uygulanıyor. Filistin'de bombalardan kurtulan çocuklar, açlıktan, ilaçsızlıktan ölüyor.
Haftalardır gerek IFRC gerek BM gerek DSÖ; Sivillerin, sağlık çalışanlarının ve sağlık tesislerinin korunması, Gazze Şeridi'nin tamamında güvenli ve engelsiz erişimin sağlanması, insani yardımın sürekli ve genişletilmiş akışı için mevcut tüm koridorların açılması, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması için çağrı yapıyor.
Tüm çağrılar karşılıksız! Dünya, bu vahşete, bu zulme, bu katliama bırak "dur" demeyi, yokmuş gibi davranıyor.
Şu aralar varsa yoksa futbol. Filistin halkının, en çok da ölüme terk edilen çocukların, bir futbol maçı kadar, kıytırık bir kupa kadar değerinin olmadığını bilmek benim canımı çok yakıyor, göğsüm sıkışıyor, kalbim ağrıyor.
---○---
Peki ya Türkiye? Türkiye nerede duruyor ya da Türkiye sadece duruyor mu? Futbolda tur atlamanın sevinci, çılgın coşkusuyla sokaklara taşmış yine. Keşke ülkede milli duyguları bir araya toplayan tek güç futbol olmasaydı. Keşke öldürülen, tecavüze uğrayan, tarikatlara, uyuşturucuya heba edilen, aldığı eğitim, öğretim -ki o da alma imkanı varsa- günden güne yozlaşan, oynaması gereken yaşta işçi olan, yetersiz beslenmeden hastalanan, açlıktan ölen, bakımı sağlanamadı için ebeveyni tarafından -intihar ederek ya da kuruma verilerek- terk edilen çocuklar için de sokaklara taşsaydı insanlar. Keşke milli duygular top kadar yuvarlak olmasaydı..
Lakin sokağa çıkmak, isyan etmek, hakkını almak neydi unuttu insanlar, unutturuldu. Hem de bu sistemli unutturuş seksen darbesiyle başladı. Son yirmi küsur yılda hele de Gezi Direnişinden sonra en dominant halini aldı..
Neyse.. Öyle işte.. diyeceğim yine demesine de; sabah okudum, elektrik yine zamlanıyormuş.. Ve fakat; ampul patlamadan, neredeyse dünyanın en pahalı elektriğini kullandığının farkında olmadan ve yine o ampul patlamadan bu zamların sonunun gelmeyeceğini görmeden yaşayanlar o kadar çok ki...