18 Ekim 2023 Çarşamba

Almanya'nın resmi televizyon kanalının haber merkezi (ARD, Tagesschau), Al Ahli Baptist hastanesine yapılan ve yüzlerce insanın öldüğü hayatta kalanların da ağır yaralandığı hava saldırısını dün "Gaza'da bir hastanede sebebi bilinmeyen bir patlama oldu" diye bildirdi. Ardından gelen tepkiler üzerine olmalı ikinci bildirimini yine tarafsızlıktan uzak olarak "Hamas'ın bilinçli olarak yerleşim yerlerinde saklandığını ve sivil halkın İsrail'in yaptığı tüm uyarılara rağmen Gaza'yı terk etmelerine izin vermediğini, füzenin hedefinin hastane olmadığını, ölen ve yaralananların sorumlusunun Hamas olduğu" şeklinde yaptı. 

Aynı haber merkezinin bu sabahki bildirimi ise şu şekilde "Filistin ve İsrail, Gaza'daki bir hastaneyi vuran roketten birbirlerini sorumlu tutuyor. Roketin nereden geldiği tartışmalı. Patlamanın etkisi devam eden diplomatik çabaları tehlikeye atıyor."

İki gün önce Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin resmi haber merkezi (WDR) canlı yayına Almanya'da üniversitede mimarlık eğitimi almak için 5 yıl yaşamış bir Filistinliyi konuk almıştı. Konuk, Gaza'da durumun dünya basınına yansıdığından çok daha kötü olduğunu belirtmişti. Konuk ayrıca elektrik olmadığını ve dünya ile iletişimi kesmemek için güç kaynaklarıyla elektrik sağlanan hastaneye gittiklerini de sözlerine eklemiş ve canlı yayına da hastanede kullanabildiği internet sayesinde bağlandığını belirtmişti. 

Az önce televizyonda izlediğim bu haberde bahsi geçen hastanenin aynı hastane olup olmadığını anlamak için ismini öğrenebilir miyim diye WDR arşivine baktım ve hayretle gördüm ki canlı yayının yer aldığı kısım yok. Ana sayfaya döndüğümde ise Başbakan Scholz'un İsrail ziyareti öncesi yaptığı ve "bu anlaşmazlıkta Almanya'nın konumlanacağı tek bir yer var: İsrail'in yanı. Almanya'da antisemitizmi canlandıracak hiçbir eyleme izin veremeyiz. Filistin'deki sivillere elimizden gelen insani yardımı yapmaya devam edeceğiz" dediği konuşma ilk haber konumunda. Hemen ardından ise yine İsrail'i savunan metinler yer almakta "İsrail'in sivillere yönelik bir saldırısı yoktur, günlerdir Filistin halkına uyarılar yapılmış ve bölgeyi terk etmeleri söylenmiştir. Filistinlilere asıl zararı veren İsrail değil Hamastır." 

Bu insanlıktan ve vicdandan uzak açıklamalar Almanya'nın ikinci bir Nakba yaratılmasını umursamadığının kanıtıdır. Kimilerinin 'tarihi utancın' etkisi diyerek ve bu şekilde Filistin halkının öldürülmesini önemsizleştirdiği, İsrail'in tutumunu masumlaştırdığı açıklamalar ikiyüzlülükten, vicdansızlıktan başka bir şey değildir. 

Yaşananlar, Filistin halkına yaşatılanlar tarifsiz bir acı!..

Hamas'ın festivale yaptığı terör saldırısı kabul edilir değildir. Öte yandan akılda bir sürü soru işareti bırakan bir saldırıdır. Çünkü saldırı içinde birçok Filistin halkını destekleyenlerin olduğu bir barış festivaline yapılmıştır ve Netanyahu'nun İsrail'de günden güne prestij kaybettiği bir döneme denk gelmiştir. Elbette bu fikir sadece bir teori ama yok sayılabilecek bir teori değilken Filistin'de sivillere yönelik bu vahşet dolu saldırılar desteklenemez. İsrail ordusunun Netanyahu'nun desteğiyle uyguladığı saldırılar en hafif ifadeyle orantısız, ölçüsüzdür.

Sivil halkın bulunduğu yerleri bombalamak ardından biz onları gidin diye uyardık demek yaşatılanın savunması olamaz. İnsanları evlerinden etmek neredeyse öldürmek kadar ağır ve 1948'i anımsatacak kadar vahimdir.

Ve her şeye rağmen diğer çok önemli husus da; şu an Netanyahu'nun yönetiminde yapılanları tüm İsraillilere ve de Yahudilere yüklemek hatasına düşmeden barış istemektir. Savaşın asla bir kazananı olmaz ve en çok masumlar ölür.


Öldürülen bir çocuğun acısını, milliyetine, dinine, rengine bakmadan yüreğinde hissetmeyenler oldukça; korkarım BARIŞ bu dünyaya uzak.