Nöbeti devrettim, eve gidiyorum, kafam cayır cayır!
"Hiçbir dayanağı yok!"
Demirtaş'ın, Kavala'nın var mı? Tayfun'un, Can'ın, Mine'nin, Çiğdem'in ve daha nicelerinin.
"Ön seçim yapılacak!"
Varsın yapılsın. Sandıktan büyük ihtimal ki bu şartlarda galibiyet çıkacak. Bu galibiyet rehavete sürüklemeyecek mi? Halkta var olan direnişi kırmayacak mı? Yeniden "korkuyor, o yüzden" seslerini yükseltmekten ve direnişin dozunu azar azar eksiltmekten başka etkisi olacak mı? Bu rehavet, bu duruma da diğerlerinde olduğu gibi alıştırmayacak mı? Bir süre sonra her şey bir hashtag olarak kalmayacak mı?
Sokaklar şimdi terk edilemez, direniş şimdi hafifleyemez, ülkenin geleceği "oldu bitti"ye getirilemez. Çünkü hukukun işlemediği, haber alma özgürlüğünün yok edildiği yönetimlerde kimsenin yaşam hakkı, kimsenin özgürlüğü koruma altında değildir.
Araya giren; "Onlar Kürtler için bir şey yaptı mı ki biz yapalım?", "Doğu'da pamuk şekeri dağıtıldı." cızırtılara rağmen birleşerek mücadeleye devam etmek gerek. "Özgürlük, Adalet, Barış, Gelecek hepimizin olsun" diyorsak; birleşmekten, bir arada durmaktan, rehavete kapılmadan mücadeleye devam etmekten başka çözüm yok.
Yarına bırakılan hakkın yarını olmaz!