Tüm dünya turuncuya boyansa da bir şey değişir mi; kadını evin işlerini yapan, icap etmişse ucuz iş gücü olarak kullanan, evlenilecek-eğlenilecek diye kategorize eden, sadece cinsel obje değil genel olarak obje olarak gören ama kadının görülmesini istemeyen, kalıplara, örtülere, süslü-süssüz kafeslere sokan, çocuk doğurmayanına yarım, doğuranına pörsük, evlenmeden doğuranına neler neler diyen, okuyup da ne olacak diye ezen, okudun da ne oldu diye küçümseyen, değersizleştiren, kılık, kıyafetini ve dahi kılını, tüyünü belirleyen, öksüğüne, osuruğuna, gülüşüne desibel sınırı koyan, sadece erkeklerin değil, erkek egemen toplumun rengini almış kadınların hemcinsine zorbalık yapmasını olağan sayan, "sever de döver de", "ama sen de dilini tutsaydın", "aile içinde olan, aile içinde kalır", "kıskandığı için sevinmelisin" diyen, elindeki hamurla karışmaması istenilen, mini değilse de eteği eksik olan ve fakat seçen değil seçilen olduğu için şanslı hissetmesi gerektiği savunulan, senin anana, bacına yapılsa derken başkasının anasını, bacısını düşleyen, kadın haklarını savunduğunu iddia edip ilk sinir anında kurduğu on kelimelik cümlenin yarısını kadın bedeni üzerinden küfürlerle süsleyen zihniyet var oldukça?
Ve fakat her şeye rağmen bu zihniyetle mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu zihniyetin kadına karşı uyguladığı fiziksel ve ruhsal şiddetle mücadele edeceğiz.
Çünkü turuncu ve mor bir arada çok güzel.
Çünkü; 🧡 💜