Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Refah'taki saldırıyı derhal durdurması gerektiğine ve İsrail ordusunun Refah'tan derhal çekilmesi gerektiğine karar verdi.
24 Mayıs 2024 Cuma
22 Mayıs 2024 Çarşamba
20 Mayıs 2024 Pazartesi
16 Mayıs 2024 Perşembe
Ahmet Türk, 10 yıl, erteleme yok.
Ali Ürküt,13 yıl 4 ay, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Alp Altınörs, 18 yıl + 4 yıl 6 ay, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Altan Tan, beraat
Ayhan Bilgen, beraat
Ayla Akat, 9 yıl 9 ay, erteleme yok, tutukluluk süresi göz önüne alınarak tahliye
Aynur Aşan, 9 yıl hapis, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Aysel Tuğluk, beraat
Ayşe Yağcı, 9 yıl, indirim yok, erteleme yok, tutukluluk süresi göz önüne alınarak tahliye
Berfin Özgür Köse, beraat, yakalama emrinin kaldırılması
Bircan Yorulmaz, beraat
Bülent Parmaksız, 16 yıl, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Can Memiş, beraat
Cihan Erdal,16 yıl erteleme yok
Dilek Yağlı, 16 yıl, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Emine Ayna, 12 yıl, cezada indirim, yurtdışına çıkma yasağı
Beyza Üstün, beraat
Figen Yüksekdağ, 19 yıl + 4 yıl 6 ay, tutukluluk halinin devamı
Gülfer Akkaya, beraat
Gülser Yıldırım, beraat
Gültan Kışanak, 12 yıl, indirim yok, erteleme yok, tahliye
Günay Kubilay, 16 yıl + 4 yıl 6 ay, indirim yok, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
İbrahim Bilici, beraat
İsmail Şengül, 16 yıl + 4 yıl 6 ay, indirim yok, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Meryem Adıbelli, 9 yıl, indirim yok, erteleme yok, tutukluluk süresi göz önüne alınarak tahliye
Mesut Bağcık, yurt dışına çıkış yasağı
Nazmi Gür, 18 yıl + 4 yıl 6 ay, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Nezir Çakar, 9 yıl
Pervin Oduncu, 18 yıl + 4 yıl 6 ay, indirim yok, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Sebahat Tuncel, 12 yıl, indirim yok, tahliye
Selahattin Demirtaş, 42 yıl, indirim yok, erteleme yok, tutukluluk halinin devamı
Sırrı Süreyya Önder, beraat
Sibel Akdeniz, beraat
Zeki Çelik, 22 yıl 6 ay
Zeynep Karaman, 22 yıl 6 ay
14 Mayıs 2024 Salı
10 Mayıs 2024 Cuma
Genel Başkanı olduğu siyasi partinin amblemindeki ikinci ok laikliği temsil ederken; 47 yıllık yenilmişliğin özgüvensizliği ile siyaset yapamayacak olmayı tanımlarken; "abdestimden şüphem yok ki namazımdan olsun" örneğini kullanmak, hele de bu deyimi en çok kimin kullandığı milletçe malumken, neyin ya da kaç yılın öz güven eksikliğidir? CHP'ye oy veren seçmen, ne zamandır abdest, namaz sorgular oldu? CHP seçmeni yıllardır bangır bangır "laiklik" diye bağırırken; böyle bir örnek hangi ılımlı ortaya(!) hitaben söylenmiştir?
"Sana ne, sus, karışma" diyorum kendime. Sonra o aklındakini içinde tutamayan huysuz şirinin parmakları başlıyor tuşların üzerinde gezmeye...
Bir de Türkçe'de "özgüvensizlik" diye bir sözcük yoktur, o, öz güven eksikliği, öz güven yokluğudur. Öz güven de birleşik yazılmaz, diyerek serzenişimi sonlandırıyorum...
8 Mayıs 2024 Çarşamba
El Şifa hastanesini, altından geçen tünellerde Hamas gizleniyor, diyerek yerle bir edip kullanılmaz hale getirdiler. Şimdi aynısı Refah'taki Yusuf El Najar hastanesine yapılıyor.
Ayrıca şehre tüm giriş çıkışlar kapatıldı, şehre elektrik verilmiyor. İnsani yardımların hiçbiri Gazze'ye ulaştırılamıyor.
Artık birilerinin dur demesi lazım. Artık bu sessiz seyirci hali bitmeli.
Benim zihnimi bu fotoğraftan daha çok kurcalayan soru şu;
niye taban tabana zıt kesim -ki umarım CHP açısından taban tabana zıt ifadesi geçerliliğini koruyordur- bir süredir kendi yayın organlarında Özgür Özel övüyor?3 Mayıs 2024 Cuma
Hiç uyanamamaktan korktuğum, hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren bir karabasan...
Almanya'da, yaşadığım çevrede son altı ayda; "selamünaleyküm" diyen kişiler; antisemit, "şalom" diyen kişiler; siyonist, "barış olsun", "ateşkes ilan edilsin", "çocuklar ölmesin" diyen kişiler yine; antisemit ve 7 Ekim'de yaşananlara "katliam" diyenler; siyonist ilan ediliyor. Üstelik ben yaşadığım çevrede desem de genele yayıldığında da durumun farklı olmadığını okuyor, işitiyorum.
Bir yerde çocuklar, masum insanlar öldürülüyorsa, bu; kötüdür. Ne öldürülenlerin kimliği ne de öldürenlerin kimliği durumu değiştirmez. Haklılık, haksızlık aranmaz, ihtimaller arasında seçenek aranmaz, sadece kötüdür, kötülüktür, o kadar.
Filistin'de şu an yaşananlar için, 7 Ekim milatmış gibi davrananlar, düşünenler var. Olmadığını burada uzun uzun anlatmayı kendime görev edinmeden derim ki; 7 Ekim'de yaşanan kötüydü. Tıpkı ardından ve öncesinde yaşananlar gibi.
Ve maalesef biliyorum ki; kötüye kötü, yanlışa yanlış denilmedikçe dünyada barış mümkün değil. Tıpkı iyiye, iyi, doğruya doğru denilmedikçe ayrımcılığın son bulamayacağı gibi.
Ailesini Holokost cehenneminde kaybetmiş Yahudiler, İsrail ordusunun, sivil halka yaptıklarına içtenlikle "dur" diyebiliyor, İsrail hükümetini eleştirebiliyorsa; onlara "antisemit" denebilir mi?
İsrail ordusunun yaptıkları karşısında, bu yaşananları tüm Yahudilere, tüm İsraillilere atfetmek mümkün değil, diyen, 7 Ekim'de yaşananları kınayan Filistinlilere "siyonist" denebilir mi?
Avrupa'da, en çok da Almanya'da, İsrail hükümetini eleştirmek bir tabu. Kaldı ki -tüm- Yahudileri mevcut hükümetin tutumuyla bir tutan, yargılayan, zan altında bırakan antisemit eleştirilere ben de karşıyım. Yahudilere yönelik düşmanlığın, nefretin ve bağlantılı şiddetin, ayrımcılığın artması yönünde ciddi korkularım var. Özellikle Almanya'da yaşayan Yahudilerin korkularını ve bu korkuları, tarihi utanç ve borç nedeniyle en aza indirmeye çalışan politik duruşu anlıyorum. Anlamadığım ve asla anlamayacağım, bu borcun bedelini niye Filistin halkı ödüyor? Niye çocuklar ölüyor?
Cevabı yok!..
Hiç uyanamamaktan korktuğum, hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren bir karabasan..
Karabasan mı gerçekten yoksa uyanırım ümidiyle karabasan diyerek kendimi kandırdığım kapkara gerçek mi?..








